10 Eylül 2013 Salı

İş arkadaşımla harika bir gece yaşadık

Merhaba. Ben bir Ticaret şirketinde Satış ve Pazarlama bölümünün
müdürüyüm. Benim şirketteki görevim, diğer bölümlere göre en rahat
olanıydı. Sadece şirketin yapacağı ticaretteki malları alıp,
satıyordum. Şöyle zor bir tarafı vardı, şirketin kâr etmesi de,
zarar etmesi de bana bağlıydı. O yüzden satılacak malları çok iyi
seçmem gerekiyordu. Şirket büyüdükçe artık başka bölümlerden yardıma
gelen elemanlar kendi bölümlerine gönderildi ve biz de bu işi bilen
ve bu iş için okumuş kişileri almayı planladık.
Bu konu için patronum Gökhan bey beni odasına çağırdı ve “Engin,
şirket senin sayende çok fazla ilerledi. Hem adımızı duyurduk hemde
geçen yıl en yüksek gelir yapan şirketler arasına girdik. O yüzden
artık senin bölümüne birilerini alacağım bu işi bilen. Bu alacağım
kişilerle sen çalışacağın için, öncelikle girecekleri de sen
belirleyeceksin ve belirlediğin kişileri sonra bir mülakata daha
çağıracağız. Ben de görüştükten sonra olumlu karar verirsem işe
alırız.” dedi. Ben de, “Tamam Gökhan bey!” diyerek odasından çıktım.
Şirketin resmi sitesine, şirketimize Satış ve Pazarlama bölümüne
personel alınacağı ve aranan kriterler ile ilgili güzel bir yazı
yazdım. Ben kafamda zaten planımı yapmıştım, genç kişileri alarak,
güçlü bir ekiple uzun süre çalışacaktım. Sekreter, başvuranları bana
bağlıyor ve ben de onlara mülakat için gün veriyordum.
Mart ayının başlarındaydık, ilk iş görüşme günü gelmişti. Toplam 12
kişi gelecekti o gün iş başvurusuna. Odamın önündeki koltuklarda
oturmuşlardı ve sırayla hepsini aldım içeriye. 12 kişi arasından
Özgür ve Sinem adlı iki kişiyi gözüme kestirmiştim. Özgür bey 23
yaşındaydı, Üniversiteden geçen sene çok iyi bir derece ile mezun
olmuştu ve ayrıca İngilizce ve Fransızca biliyordu. Bunun yanında da
işimize yarayacak bilgisayar programlarını da profesyonel derecede
iyi kullanıyordu.
Sinem hanım da 25 yaşındaydı, o da Özgür beyin mezun olduğu
Üniversiteden sadece 3 sene önce mezun olmuştu. Sinem hanım da iyi
bir dereceyle bitirmişti Üniversiteyi. Bizden önce 1 şirkette
çalışmış, ama anlaşmazlıklardan dolayı ayrılmıştı. İngilizce,
Fransızca ve Almanca biliyordu. O gün görüşme bitmişti, ama ben de
bitmiştim. İşlerin en yoğun olduğu günler bile bu kadar
yorulmuyordum.
Aradan 1 hafta geçtikten sonra Özgür bey ve Sinem hanımı arayarak
ilk mülakattan başarıyla geçtiklerini söyledim ve bu hafta içinde
şirkete gelerek patronumuz Gökhan beyle son mülakata gireceklerini
söyledim. İkisi de tesadüftür ki, aynı gün sadece 1’er saat
aralıklarla gelmişlerdi. İkisi de patronla yarım saatlik bir
mülakata girmişlerdi. Ve şirketten ayrıldıklarında, “İkisi de çok
iyi, alalım işe!” dedi Gökhan bey. Ben de haftasonu onları arayarak
müjdeli haberi verdim.
İşe başladıktan sonra aramız çok iyi olmuştu ikisiylede. Müdür
olduğum için onlara karşı sert davranmıyor, aksine arkadaşları gibi
davranıyordum, zaten ikisiyle de aramda çok yaş farkı yoktu. Yalnız
Sinem hanımda işe başladıktan sonra bir tuhaflık sezmiştim. Son
günlerde bana çok ilgili davranıyor, sürekli küçük sebeplerden
dolayı odama girip çıkıyordu. İlgiliydi benimle ve benim içinmidir
bilmem ama, çok tahrik edici, açık kıyafetler giyiyordu. Üstelik 2
senelik evliydi, buna rağmen bu kadar açık giyinmesini
anlayamamıştım. En son Üniversite yıllarında birkaç kaçamağım
olduğundan, seksle son 2-3 yıldır aram yoktu. Sinem’i ben de kafaya
koymuştum, mutlaka sikecektim artık.
Haziran ayına girmiştik, Çin’de bir şirket ile görüşüyorduk.
Satacağımız maldan çok iyi bir para alacaktık, o yüzden adamların
neredeyse bir dediğini iki etmiyorduk. Bizden alacakları mal ile
ilgili geniş bir rapor istemişlerdi, hemde 1 hafta içerisinde. Bu
raporu tek başıma hazırlamam zordu, Özgür bey de 1 haftalık izine
ayrıldığından, Sinem hanımla beraber uğraşıyorduk, ama bitmeyecek
gibiydi. Sinem’e, “Bugün işin yoksa 1 saat mesaiye kalalım, yoksa
bitmeyecek bu rapor!” dediğimde, “Evet bitmeyecek gibi, tamam
kalabilirim!” dedi ve telefonunu alıp kocasına haber verdi. Ben
raporu o gün bitirmiştim, çok az ek bilgiler kalmıştı, ama yazdığım
raporu ona göstermemiştim, o yüzden daha bitmesine çok var
sanıyordu. Saat 17:30’da bizim mesaimiz bitmişti. Bölümün kapısını
kapatıp kilitledim. Sinem bana sorgularca bakarken, “Rahatsız
etmemeleri için!” dediğimde gülümsedi. İşe başladıktan sonra Sinem
yine bana ilgili davranmaya başlamıştı. Yarım saat kadar sonra
dolabı göstererek, “Sinem şu dolabın en alt rafından Satış Planlama
dosyasını verir misin?” dedim.
“Tabii ki!” diyerek dolabın kapısını açtı. Altında diz üstünde siyah
dar bir etek, üstünde de eteğin içine sokulmuş dar bir yeşil gömlek
vardı. Göğüsleri tamamen meydandaydı. Sinem çok güzel bir kızdı
aslında, kocası çok şanslı adam diye düşünüyordum hep. Boyu 1.80’e
yakın, yeşil gözleri, beyaz teni ve siyah saçlarıyla tam bir afetti.
Vücudu da çok iyiydi. Kalçaları dolgundu ve kıyafetten kendini belli
ediyordu. Göğüsleri de büyük ve dikti, giydiği kıyafetler de
göğüslerini ön plana çıkartıyordu. Sinem domalarak dolabın içine
bakmaya başladı, normalde en önde olmasına rağmen dosyayı arıyormuş
gibi yapıyordu. Kısacık eteği domalınca iyice toplandı ve
kalçalarının 2-3 cm altına kadar geldi.
Yerimden kalktım ve Sinem’in arkasından yaklaşıp yarrağımı
kalçalarının arasına dayadım ve belinden tuttum. Birkaç saniye
bekledikten sonra ayağa kalktı ve gülümseyerek yüzüme bakıp
dudaklarını yavaşça yaklaştırdı. En sonunda dudaklarımız birbirine
değdi ve öpüşmeye başladık. Yavaş yavaş öpüşüyorduk, zaten çok
vaktimiz vardı. Öpüşürken elim de kalçasındaydı ve sıkmaya
başlamıştım. Sinemle öpüşmelerimiz hızlanmaya başlamıştı. Ellerimi
kalçalarından çektim ve üstündeki yeşil gömleğin düğmelerini yavaş
yavaş açmaya başladım. En sonunda gömleğinin eteğin içinde kalan
kısmını da çekip çıkarttım. Artık üzerinde sadece kırmızı südyeniyle
kalmıştı.
Südyenini arkadan açtım ve bırakmamla beraber südyeni üzerinden
kayarak yere düştü. Öpüşmeyi bıraktım ve göğüslerini izlemeye
başladım. Büyük ve dik göğüsleri tam bana bakıyordu. Hemen birini
ağzıma aldım ve emmeye başladım. Sinemi bu arada dolaba doğru
dayamıştım. Sinem de hafiften inliyor ve bacaklarını okşuyordu.
Diğer göğsüne de ben elimi attım ve yoğurmaya başladım. Göğüslerini
uzunca süre emdikten sonra eteğini indirdim. Altında kırmızı
dantelli bir külot vardı. Sanki sikileceğini biliyor gibiydi, amının
üstünü de traş etmişti ve bir tane tüy yoktu. Yerde dizimin üstüne
çöktüm ve sağ bacağını omzumun üstüne aldım. Amı iyice açılmıştı ve
alttan emmeye başladım.
Sinemin amı iyice sulanmıştı, inlemeleri de artıyor, elleriyle
göğüslerini sıkarak, gözleri kapalı bir şekilde hafif hafif
inliyordu. Ben ise pantolonumun üzerinden yarrağımı okşamaya
başladım bu arada. Amını yalamayı bıraktım ve ayağa kalkarak
kravatımı boynumdan çözdüm ve ardından gömleğimi de hızlıca
çıkarttım. Sinem de pantolonumu ve boxerımı indirdikten sonra
yarrağımı çıkartıp direkt ağzına aldı. Yarrak görmemiş gibi
yalıyordu. Sikim dakikalar içinde sırılsıklam olmuştu. İyice
büyümeye başladı sikim ağzında, bu arada taşaklarımı okşuyordu ve
iyice zevk almamı sağlıyordu. Sinem’in yarrağımı daha hızlı yalaması
için saçlarından tutarak sikime bastırıyordum ve o da bu tempoya
uyarak iyice hızlanıyordu.
25 yaşında evli bir kadındı, ama sanki bir orospu gibi profesyonelce
sevişiyordu. Sinem’i tuttum ve kaldırdım, masama doğru domalttım.
İkimiz de çırılçıplaktık, hemen sikimi eline aldım ve amının
girişine getirdim. İçine girmeden önce, “Aylardır beni azdırıyorsun,
şimdi sana hayatının sikişini yaşatacağım!” diyerek bir anda içine
kökledim. Sinemden çıkan, “Ahhhhh!” sesi tüm odayı sallamıştı. Ben
canının acımasına bakmıyor, sürekli köklüyordum. Amı ne çok dar, ne
de sikilmeyecek kadar çok genişti, müthiş bir zevk alıyordum. Bu
arada farkında olmadan kendimi iyice kasmaya başlamıştım, ne
oluyordu vücuduma ben de anlamıyordum. Uzun süredir sevişmemenin
sonucu olarak 10 dakika siktikten sonra boşalacağımı anladım ve
içinden çıkarak kalçalarının üzerine boşaldım.
Sinem yavaş yavaş toparlandı ve odamdan çıktı. Bölümümüz büyük
olduğu için lavabomuz da vardı bize ait. Oraya giderek kalçalarını
temizledi ve dağınık saçını toparlayıp, makyajını yaptı ve yanıma
geldi. Ona, “Birazdan yine başlarız, sana doymadım!” dedim. O da,
“Başlayalım aşkım!” dedi, ama o arada telefonu çaldı. Çantasından
telefonunu alıp baktığında, “Öff yaa, kocam arıyor!” dedi ve
telefonu açtı. Bir süre kocasını dinledikten sonra, “Tamam aşkım,
yok iş uzadı biraz da, 10 dakika içinde geliyorum. Öptüüüm!” dedi ve
kapattı. Bana bakıp, “Üzgünüm hayatım, gitmeliyim! Ama söz, bir daha
yine yapacağız, hem de daha uzun!” dedi ve hızlıca giyinip yanıma
geldi, dudaklarımı öpüp şirketten ayrıldı. Ben de biraz dinlenip bir
sigara içtikten sonra, etrafı toparladım ve şirketten ayrıldım.
Bu bir başlangıçtı sadece, hissediyordum ileride daha güzel günler
yaşayacaktık.
Arabamla evime doğru giderken bu yaşadığım olayları düşünüyordum.
Çok güzel bir an yaşamıştık, ama kocasının Sinem’i aramasıyla
beraber bu müthiş an bozulmuştu. Canımı sıkmıştı bu olay, zevkli
anların bozulmasından nefret ederdim. Eve varınca dışardan yemek
siparişi verdim. Yemeğimi bitirdikten sonra, kendime bir bira açtım.
Biraz TV ve Laptop keyfi yaptıktan sonra, gece saat 23:00 gibi
yatağıma yattım. Tam uyuyacağım sırada telefonuma Sinem’den bir
mesaj geldi. “Bugün için özür dilerim. Kocamın arayacağından haberim
yoktu, ama istiyorsan yarın yine mesaiye kalabiliriz? :) ” yazıyordu.
Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluşmuştu, “Tamam o zaman, yarın
affettir kendini bana! :) ” yazdım ve gönderdikten sonra telefonu
bırakıp uyudum.
Sabah şirkete yarım saat erken gitmiştim. Diğer bölümden arkadaşım
Mert geldi yanıma. Mert’le 5 dakika kadar havadan sudan muhabbet
ettik. Ama ben çok konuşmuyordum, dün gece yaşadıklarımı Mert’e
anlatsam mı diye düşünüyordum. Sonunda anlatmaya karar verdim ve
“Mert, hani sana bahsediyordum ya, Sinem bana asılıyor falan diye…
Dün Sinem’i siktim!” dedim. Mert’in birden yüzü bembeyaz oldu,
kekeleyerek, “Nasıl lan?” dedi. Ben de olanları en ince ayrıntısına
kadar anlattım.
Tam konuşmamız bittiğinde Sinem de geldi. Mert’i görünce biraz
resmileşerek, “Günaydın demek için girmiştim. Rahatsız etmedim
umarım?” dedi. Ben de, “Yok yok, ben de Mert’le sohbet ediyordum
zaten, gel otur!” dedim ve Mert’in karşısındaki koltuğu gösterdim.
Sinem o gün tam bir afet olmuştu, altında ayak bileklerinin biraz
üstünde biten beyaz bir tayt, üstüne de kalçalarının bir bölümüne
kapatan Siyah bir uzun elbise giymişti. Ayaklarındaki siyah topuklu
ayakkabıları ile kalçaları iyice dik gözüküyordu. Yarım saat kadar
sohbet ettik, sonrasında Mert izin isteyerek kalktı ve kendi
bölümüne gitti. Sinem’e, “Kızım taş gibi olmuşsun!” dediğimde,
gülümseyerek, “Teşekkür ederim! Bu gün de mesaiye kalacağız ya, onun
için!” dedi. “Kızım kocan 2 gün üst üste mesaiye kalmandan
şüphelenmesin?” dediğimde, “Yok ya, dün gece onu öyle bir mutlu
ettim ki, şüphelenmez! Rahat ol!” dedi.
Öğlene kadar Çin’e göndereceğim raporun son eklerini hallettikten
sonra, Sinem’e, “Sana bir şey söyleyeceğim… Dün normalde raporu
bitirmiştim. Seninle yalnız kalabilmek için öyle bir yalan
uydurdum!” dediğimde, Sinem bir kahkaha patlattı ve “Manyaksın sen!”
deyip bir daha güldü. Saat’e baktığımda 12:00 olmuştu. “Hadi yemeğe
gidelim.” dedim ve ceketimi alarak çıktık. Şirketin yemekhanesi
yerine dışarıda yemek yiyecektik. Benim arabama bindik ve onu lüks
bir restoranta götürdüm. Yemekle beraber birer kadeh şarap içip
şirkete geri döndük.
Saat 15:00 gibi Gökhan bey geldi odama ve “Sinem’i çağır hemen!”
dedi. Gidip, raporları inceleyen Sinem’i çağırdım. Gökhan beyi
dinliyorduk. Bana bir şey demeden (Sinem’i çağır!) demesi bir an dün
gece olanları gördüğünü veya duyduğunu düşündürdü, ama dün gece kapı
kilitliydi, Mert te beni satıp anlatmazdı patrona, o yüzden başka
bir şey söyleyecektir diye teselli ediyordum kendimi.
Gökhan bey, “Engin, sen daha tecrübeli olduğun için ve alacağımız
işin de büyük olmasından dolayı, seni Çin’e göndereceğim haftaya.
Yanına Sinem hanımı alabilirsin, o da orada tecrübe kazanır. Sen
yokken yerine Mert bakacak!” dedi. Ardından benim yanıma yaklaşarak,
“Size güveniyorum!” dedi ve odamdan çıktı.
Çin’e satacağımız maldan önce biraz numune gönderecektik, o numuneyi
kontrol etmem için aşağıdan haber geldi. Sinem’i de yanıma alarak
depoya indim. Depoda numuneleri tek tek kontrol etmeye başladık. Bu
arada işçiler de Sinem’i baştan sona süzüyordu. Numuneleri kontrol
ettikten sonra, “Tamamdır, gönderebilirsiniz!” dedim ve Sinem’le
beraber yukarıya çıkmak için depodan ayrıldık. Asansöre
bindiğimizde, “Adamlar seni nasıl süzüyordu, gördün mü?” dedim ve
güldüm. Sinem de, “Fark ettim, fark ettim!” dedi ve gülümsedi.
Bölümümüze geldiğimizde saat 17:00 olmuştu. Yarım saat kadar boş boş
oturduk. Mesai bitiminden 10 dakika kadar sonra Sinem yanıma geldi
ve gülümseyerek, “Mesaiye başlıyor muyuz?” dedi. “Hayır, gel
benimle!” dedim ve beraberce şirketten çıktık.
Sinem’e, “Arabana bin ve beni takip et!” dedim ve başka bir şey
söylemeden arabama bindim. Yola çıktıktan sonra Sinem de biraz
mesafe bırakıp beni takip ediyordu. Evime götürmek istemiyordum,
apartmanda oturduğumdan dolayı laf olabilirdi. O yüzden Otel’e
sürdüm arabayı. Arabaları park ettikten sonra Sinem’e, “Biraz bekle,
sonra resepsiyona beni sor!” dedim. Resepsiyondan bir oda istedim.
Odayı aldıktan sonra, “5 dakika sonra arkadaşım gelecek, onu da
odama gönderir misiniz?” dedim ve asansöre binip odama çıktım. Sinem
gelmeden önce oda servisini arayarak bir şişe şarapla iki kadeh
istedim. Çok geçmeden odamın kapısı çalındı, oda servisi gelmişti.
Şarabı ve kadehleri aldım ve teşekkür ederek kapıyı kapattım. Az
sonra da Sinem geldi. Sinem içeri girince, “Sen çılgınsın!” dedi ve
güldü. Hemen koltuğa oturttum ve ben de yanına oturup birer kadeh
şarap koyup içmeye başladık.
Şaraplarımız bitince Sinem’in dudaklarına yapıştım. Öpüşürken bir
yandan bir elim göğsünü okşuyordu. Öpüşmemize yatakta devam etmek
için onu kucakladım ve yatağa attıktan sonra dudaklarına tekrardan
yapıştım. Kısa bir öpüşme faslından sonra boynunu öpmeye hatta
yalamaya başladım. Elim de taytının üzerinden bacaklarını okşuyordu.
Öpüşmeyi bırakıp üstündeki siyah elbiseyi çıkarttım. Sinem de
topuklu ayakkabılarını çıkartmıştı. Altında südyen yoktu, hemen
göğüslerine yapıştım. O da beni iyice göğüslerine bastırıyordu.
Göğüs uçları ağzımın içinde hızla büyümeye başladı, yavaşça, “Ihh,
ıhhh!” diye inliyordu Sinem.
Göğüslerinin yalanmasından çok hoşlanıyordu, veya ben öyle
sanıyordum. Elimi kalçalarının yan bölümlerine atarak okşuyordum.
Sırt üstü yattığından kalçalarını tam olarak sıkamıyordum. Sikimi
amına yaslamaya başladım. Altında tayt olduğundan dolayı amını
hissedebiliyordum. Pantolonumun kemerini ve fermuarını çözdüm,
göğüslerini bıraktım ve ayağa kalkıp pantolonumu çıkarttıktan sonra
boxerımı ona bıraktım. Boxerımı çıkarttı ve yarrağımı emmeye
başladı. Bir eliyle yarrağımı okşuyor, diğer eliyle de taytının
içine elini atmış, amıyla oynuyordu.
O gün daha bir istekli yalıyordu yarrağımı, her halde yaptığım
sürprizden ve loş ortamdan etkilenmişti. Tabii ki şarabın da etkisi
olduğunu düşünüyordum. Sikimi bırakmasını söyledim ve son birkaç kez
daha yalayıp bıraktı. Ayağa kaldırdım ve dudaklarına küçük bir
öpücük kondurduktan sonra arkasını döndürdüm. Kalçaları beyaz
taytından harika gözüküyordu. Taytını çıkarttığımda içinde külot
olmadığını da fark edince iyice azdım. Hemen taytını çıkarttım ve
kenara attıktan sonra yatağa domalttım.
Sinem’in amını yalamadan direkt sikimi içine soktum. Bir anda
kökleyince Sinem çığlık attı. Sinem’i hızlı hızlı sikerken
kalçalarını da sıkıyordum ve ara sıra tokatlar atıyordum. Süt beyazı
kalçaları kızarmaya başlamıştı. Sinem de sert seksi seviyordu
galiba, o yüzden bana hiç kızmıyor veya itiraz etmiyordu. Sinem’e,
“Seni bu sefer öyle bir sikeceğim ki, eve gidince halin kalmayacak!”
diyordum. O da, “Sik beni, o salak kocamın düzgün sikemediği amı sen
sik!” diyordu. Bu laf biraz kafama takılsa da, o anki zevkten çok
üstünde durmadım, büyük ihtimal aldığı zevkten dolayı öyle diyordu.
Sinem kendini kasmaya başlamış ve inlemeleri de çoğalmıştı.
Yarrağıma da sular geliyordu, Sinem orgazm olmuştu, ama halen aynı
azgınlıkla devam ediyordu kendini siktirmeye.
Biraz yorulmuştum ve içinden çıktım. Yatağa sırt üstü yattım ve
sikimi yalamasını istedim. Sinem hırsla sikimi ağzına alarak
yalamaya başladı. Ben de onu izlemeye başladım tabii ki. Bir sigara
yaktım ve içmeye başladım. Sinem arada bir yarrağımı bırakıp,
sigaramı ağzımdan alıyor ve bir kez çekip geri bana veriyor ve işine
geri dönüyordu. Sigaram bitmişti. Sinem’i kucağıma aldım ve
yarrağımı amına soktum. Sinem, yüzü bana dönük bir şekilde, ata
biner gibi kucağımdaydı. Hemen zıplamaya başladı, yarrağımı köküne
kadar ve hiç durmadan alıyordu. Ben de arada belinden tutarak onun
zıplamasına destek oluyordum. Sinem kendini çok kaptırmıştı, ara
sıra yarrağım amından çıkıyordu, ama hemen elini atıp yerine
yerleştirip zıplamaya devam ediyordu.
Sinem kendini geriye attı, ben de klitorisini okşuyordum, iyice
zevke getiriyordum onu. Ve tekrardan orgazm oldu. Ben 25 dakikadır
sikmeme rağmen yeni boşalıyordum. Sinem’in hemen amından çıktım ve
biraz kendi göbeğime biraz da çıkmadan önce onun göbeğine geldi
döllerim. Hemen üstümden kaldırdım ve banyoda göbeğime bulaşan
dölleri temizledim. Geri geldiğimde Sinem yatağa yatmış sigara
içiyordu. Yanına oturdum ve ilk başta unuttuğum işi yapmaya
başladım. Sinem’in bacaklarını ikiye ayırdım ve amını yalamaya
başladım. Sinem sigarasını içerken beni izliyor, ara sıra da başımı
okşayarak sanki ödüllendiriyordu. Sinem’in amını 5 dakika kadar
yaladıktan sonra belinden çekerek yatağa tam olarak sırt üstü
yatırdım ve bacaklarını iyice yukarıya kaldırarak göt deliğini
meydana çıkarttım. Göt deliğini yalamaya başladım ve elimle de
klitorisini okşuyordum. Sinem’in iniltileri yine artmaya başladı.
Sinem’in göt deliğine parmağımı sokmaya başladım. Yavaş yavaş
hazırlıyordum onu, 5 dakika kadar parmakladıktan sonra göt deliği
iyice açıldı. Sikimi göt deliğine sokup bastırmamla beraber yarısına
kadar girdim. Sinem de girmemle beraber çığlık attı ve sonra, “Evet,
evet daha sert!” demeye başladı. Hem acı çekip, hem de bu kadar
istekli olması daha da zevke getirdi beni. Bu arada bağırmaması için
dudaklarına yapıştım. Dudaklarımızı parçalarcasına öpüşüyorduk
birbirimizle. Köküne kadar girmiştim Sinem’in götüne ve hızlı hızlı
sikiyordum. Acayip zevk alıyordum o güzelim götünü sikmekten. 20
dakika kadar aynı pozisyonda sikiştik Sinem’le. Hem dudaklarını hem
de göğüslerini öpe öpe morartmıştım. Artık boşalacaktım ve son bir
köklememle beraber döllerimi götüne boşalttım.
Havadaki bacaklarını bırakıp, götünden çıkmamla beraber, Sinem
yatakta yayıldı kaldı. Ben de yanına attım kendimi ve biraz
dinlendik. Sinem kalktı ve banyoya girdi. Birkaç dakika sonra ben de
kalktım, banyoya girdim. Sinem duş alıyordu, hemen girdim duşa ve
kalçalarını, sırtını köpükledim. Kalçaları kıpkırmızı olmuştu. Sinem
yıkanıp çıktıktan sonra ben de bir duş aldım. Banyodan çıktığımda
Sinem giyinmişti. Ben de hızlıca giyindim, beraberce çıktık odadan.
Tabii ki Sinem benden önce çıktı otelden. Ben de resepsiyona odanın
anahtarını teslim edip öyle çıktım. Otoparkta konuşmadık hiç, hemen
arabalara bindik ve evlerimize gittik.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder